17 Haziran 2025 Salı
Bu yeni yatırımla birlikte katma değerli fıstık ürünlerinde üretim kapasitesinin yanı sıra ürün çeşitliliği de artırılacak.
1965 yılında kurulan ve bu yıl 60. yılını kutlayan Tiryaki Agro yeni yatırımlarla büyümeyi sürdürüyor. Şirket, Gaziantep’te gerçekleştirdiği 7 bin 500 metrekarelik yeni arazi yatırımıyla mevcut tesisini iki katından fazla büyüterek sektördeki liderliğini pekiştirme yolunda önemli bir adım attı.
Tiryaki Agro, sahip olacağı ileri teknolojilerle dünyanın önde gelen kalite sertifikalı fıstık işleme tesisleri arasında yer alacak olan yeni tesisiyle üretim kapasitesini genişleterek, Türkiye’nin fıstık üretimindeki artışına katkıda bulunacak.
Üç kıtada 10 lokasyonda toplam 27 fabrika ve işleme tesisiyle faaliyet gösteren, Türkiye’nin en büyük özel sektör çiftçisi ve tarım ürünleri tedarik zinciri lideri Tiryaki Agro, Gaziantep’teki yeni yatırımıyla katma değerli fıstık ürünlerine odaklanıyor.
Tiryaki Agro’nun bu önemli yatırımı, Gaziantep’in tarımsal üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artırarak bölge ekonomisine ve tarımsal sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacak.
Antep fıstığını dünyaya tanıtıyor
Tiryaki Agro, Türkiye’nin ve bölgenin en önemli kuruyemiş tedarikçileri arasında yer alıyor.
Antep fıstığının en büyük tedarikçilerden biri olarak Türkiye’yi uluslararası ölçekte temsil eden şirket, bünyesindeki Lidya Nuts markasıyla Gaziantep’teki kalite sertifikalı ve ileri teknolojili üretim tesislerinde, Antep fıstığını hem atıştırmalık hem de endüstriyel formatlarda işleyerek Avrupa, Amerika, Orta Doğu, Çin ve Hindistan başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki iş ortaklarına ulaştırıyor.
Tiryaki Agro, 2030 stratejik hedefleri doğrultusunda Antep fıstığını dünya genelinde daha yaygın ve erişilebilir kılmayı amaçlıyor.
Antep fıstığı, 2000 yılında Gaziantep için coğrafi işaret olarak tescillendi. Dünyada yılda 1 milyon tonun üzerinde fıstık üretiliyor. Son 10 yılda üretimini 10 kat artıran Türkiye, bu alandaki başarısıyla dikkat çekiyor. Türkiye, dünya fıstık üretiminde yaklaşık yüzde 30 payla ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. Dünya fıstık ihracatında ise ABD ve İran’ın ardından üçüncü sırada bulunuyor.
Fıstık ağaçlarının sayısının artırılması için yapılan çalışmaların meyvesini vermeye başlamasıyla 2025 yılı Türkiye’de fıstığın en çok üretildiği yıl oldu. Bu olumlu gelişmenin de Türkiye’nin fıstık pazarındaki payını artırması bekleniyor.
.
Tiryaki Agro hakkında
60 yıllık geçmişe sahip Tiryaki Agro, dünyanın önde gelen tarım ürünleri tedarik zinciri şirketleri arasında yer almaktadır. Sertifikalı tohumdan tarladaki üretime, üretimden depolamaya, işlemeden lojistiğe, ticaretten nihai tüketiciye ulaşan, global ölçekte benzersiz bir iş modeline sahiptir. Dünyanın her yerinde beslenme çözümleri sunan, doğa ile uyumlu bir gıda geleceği kurma bilinciyle hareket eden Tiryaki Agro; Türkiye başta olmak üzere yaklaşık 30 ülkeden kaynakladığı ürünleri, 3 kıtada 10 lokasyonda bulunan 27 tesisinde işlemekte ve yılda 4 milyon tonu aşkın konvansiyonel ve organik tarım ürünlerini 70 ülkedeki müşterilerine ulaştırmaktadır. Biri kendine ait ve üçü özel anlaşmalı olmak üzere dünya genelinde 40’tan fazla limanda faaliyet göstermektedir. 2018 yılından itibaren, organik yem ve yağlı tohum dağıtımında dünyanın en büyük firmalarından biri olan Sunrise Foods International’ın çoğunluk hisselerine sahip olarak sektördeki global liderliğini pekiştirmiştir.
Beraberinde Adıyaman Park Hospital Hastanesi Başhekimi Dr. Ali Tutdere, İşletme Müdürü Ebru Dal ve Kurumsal Pazarlama Müdürü Ceren Akan ile birlikte ATSO Başkanı Mehmet Torunoğlu’nu ziyaret eden Genel Müdür Ahmet Gümüş, ziyarette yaptığı konuşmada; “Park Hospital Hastanesi olarak güvenilir hizmet anlayışı ile hasta ve hasta yakınlarının memnuniyetini sağlaması takım çalışmalarımızla sağlık güveninin adresi olmayı hedefliyor, çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Ayrıca çalışan hasta ve hasta yakını memnuniyeti odaklı uluslararası kalite standartlarından hizmet anlayışıyla sağlık sektöründe öncü uygulamalar ile fark yaratmayı ve dünya markası olmayı hedefledik. Bu anlamda Adıyaman halkına hizmet vermekten mutluluk duyuyoruz. Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odamızla da yaptığımız işbirliğinde üyelerinize de hizmet vermekteyiz. İşbirliğiniz ve nazik ev sahipliğiniz nedeniyle teşekkür ediyoruz” dedi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden ATSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Adıyaman’ın sağlıkta bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini, Park Hospital Hastanesinin özel hastane alanında ilimizde önemli bir boşluğu doldurduğunu belirterek hastane yetkililerine teşekkür etti. Ziyarette ATSO Meclis üyesi Mustafa Yücekaya da yer aldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, girişimsel
radyoloji kliniğinin teknik altyapısı, sunduğu hizmetler ve devam eden çalışmalar hakkında katılımcılara
kapsamlı bilgiler aktardı.
Girişimsel Nöroradyolojide Güncel Gelişmeler Ele Alındı
Toplantı boyunca, girişimsel nöroradyoloji alanındaki son yenilikler ve bilimsel gelişmeler masaya
yatırıldı. Akademik sunumlar ve vaka paylaşımlarıyla zenginleştirilen program, katılımcıların mesleki
bilgi birikimlerini artırmayı hedefledi.
Canlı Vakalarla Uygulamalı Eğitim
Gerçekleştirilen canlı vaka uygulamaları ve interaktif eğitim oturumları, katılımcılara teorik bilgilerini
sahada uygulama fırsatı sundu. Bu uygulamalı seanslar, klinik deneyimin artırılması açısından büyük
katkı sağladı.
Türkiye Genelinden Akademik Katılım
Etkinliğe Türkiye’nin dört bir yanından gelen alanında uzman akademisyenler, bilgi ve deneyimlerini
paylaşarak programa değer kattı. Bu bilimsel buluşma, girişimsel nöroradyoloji alanında fikir alışverişine
olanak tanıyan verimli bir platform oluşturdu.
Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü’nün destekleriyle düzenlenen bu tür bilimsel etkinlikler, hem sağlık
çalışanlarının mesleki gelişimine katkıda bulunmayı hem de bölge genelindeki sağlık hizmetlerinin
niteliğini artırmayı sürdürüyor.
Anahtar Parti Gaziantep İl Başkanı Murat Üzümcü, Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı yüksek enflasyon oranlarının nedenlerini ve mevcut ekonomik durumu değerlendirerek, hükümetin uyguladığı politikalara dair eleştirilerde bulundu. Başkan Murat Üzümcü, özellikle faiz oranları ve döviz kuru politikalarının enflasyonu daha da körüklediğini ve ekonomideki kırılganlıkları artırdığını ifade etti.
Başkan Murat Üzümcü, “2020-2023 yılları arasında “NAS” söylemi altında enflasyonu kontrol altına almak amacıyla uygulanan düşük faiz politikaları, Türkiye’nin ekonomik istikrarını daha da zorlaştırdı. Faiz oranlarının düşürülmesi, dövize olan talebi artırırken, halkın alım gücünü de ciddi şekilde etkiledi. Bugün, enflasyonun yükseldiği, faiz oranlarının arttığı ve döviz kurunun sabit tutulmaya çalışıldığı bir ortamda, Türkiye ekonomisi ciddi bir çıkmazla karşı karşıya” dedi.
Enflasyonun Artışı ve Toplum Üzerindeki Etkileri
Başkan Murat Üzümcü, 2020 yılından itibaren artan enflasyon oranlarının özellikle dar gelirli kesimler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu belirtti. Mayıs 2023’te yapılan seçimler sırasında tüketici fiyatlarındaki yıllık enflasyon %39,59 iken, 2024 yılının ortasında bu oran %37,86 seviyelerine gerilemiş olsa da, bu düşüşün geçici olduğunu ve halkın yaşam standartlarında belirgin bir iyileşme sağlanamadığını ifade etti. Başkan, “Gıda, kira ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışları, halkın büyük çoğunluğunu derinden etkiliyor. Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 81.000 TL, açlık sınırı ise 24.000 TL’ye yükselmişken, halkın büyük bir kısmı geçim sıkıntısı çekiyor” dedi.
Başkan Murat Üzümcü, “Yoksulluk ve açlık sınırının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, enflasyonun daha da arttığını görmek, toplumun geniş kesimlerini zor durumda bırakıyor. Hükümetin enflasyonla mücadele politikasının etkisiz kalması, halkın günlük yaşamını olumsuz etkilemekte ve halkın hükümete olan güvenini zedelemektedir” şeklinde konuştu.
Döviz Kuru ve Faiz Politikalarının Etkisi
Başkan Murat Üzümcü, döviz kurundaki artışların ve yüksek faiz oranlarının enflasyon üzerindeki etkilerine de değindi. Türkiye’nin “carry trade” (faiz farkı ticareti) cenneti haline geldiğini belirten Başkan, sıcak para girişinin artmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin daha da kırılgan hale geldiğini ve bu durumun döviz egemenliğini artırdığını ifade etti. “Kur korumalı mevduat uygulamaları, dövizdeki artışı engellemiyor, aksine dövize olan talebi artırıyor. Bu nedenle döviz kuru sürekli olarak baskı altında ve ekonomideki dolarizasyon riski giderek büyüyor” dedi.
Başkan Murat Üzümcü, döviz kuru ile faiz arasındaki geçişkenliğin Türkiye ekonomisinin geleceği açısından büyük risk taşıdığını belirterek, hükümetin döviz rezervlerini kontrol altında tutarak, faiz politikasını da daha sağlıklı bir zemine oturtması gerektiğini vurguladı. “Yüksek faiz oranlarına rağmen, dövize olan talep azalmadığı gibi, döviz kuru sürekli artmaya devam ediyor. Bu, halkın TL’ye olan güvenini zedeliyor ve dolarizasyonun artmasına yol açıyor” diye konuştu.
Çözüm Önerileri ve Anahtar Parti’nin Perspektifi
Başkan Murat Üzümcü, Türkiye’nin mevcut ekonomik krizden çıkabilmesi için şeffaflık, adaletli gelir dağılımı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Şu çözüm önerilerini sundu:
Başkan Murat Üzümcü, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Anahtar Parti olarak, enflasyonla mücadelede halkın yanında duracak, üretimi artıracak ve gelir dağılımını iyileştirecek adımlar atacağız. Daha iyisi mümkün diyenlerle bu yolda yürümeye kararlıyız.”
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden Gazikültür Yayınları bu köklü mutfak mirasını belgelemek ve geleceğe taşımak amacıyla, Gaziantep Fotoğraf Sanatçıları Derneği (GAFSAD) ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) iş birliğiyle düzenlediği “1. Gaziantep Yemekleri ve Yemek Kültürü Ulusal Fotoğraf Yarışması”nın seçkin eserlerini bir araya getiren yarışma kataloğunu e-kitap formatında yayımladı.
Bu katalogda, UNESCO tarafından gastronomi alanında “Geliştirici Şehirler Ağı”na dâhil edilen Gaziantep’in mutfak kültürü, topraktan sofraya uzanan bir yolculuk olarak kadrajlara yansıdı. “Gaziantep Kazan Yemekleri” ve “Gaziantep Sokak Lezzetleri ve Yemek Kültürü” olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenen yarışma, hem geleneksel sofraların ruhunu hem de günlük yaşamla iç içe geçmiş lezzet manzaralarını bir araya getirerek çok katmanlı bir anlatı oluşturdu.
Gastronominin görsel belleğini oluşturan bu katalog, hem fotoğraf severler hem de kültürel mirasın korunmasına ilgi duyan tüm sanatseverler için arşivlik bir eser niteliği taşıyan bu eser , www.gbbkultur.com adresinden ücretsiz olarak indirilebilir.
“Kazan başından sofraya kadar her aşama fotoğraflarla ölümsüzleştirildi”
Kataloğun yayımlanması vesilesiyle açıklamalarda bulunan GBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, yarışmanın amacına dair değerlendirmelerde bulunarak, “Gaziantep, sahip olduğu gastronomik zenginlikleriyle yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın dikkatini çeken bir şehir haline gelmiştir. Bu yarışmayı düzenlerken yalnızca yemeklerin estetik bir biçimde belgelenmesini değil, aynı zamanda bu mutfak kültürünün sosyal yaşamla nasıl iç içe geçtiğini göstermeyi de hedefledik. Yarışma kapsamında dört mevsimi kapsayan geniş bir zaman diliminde; tarladaki üretimden mutfaktaki hazırlığa, kazan başındaki ustalıktan sofraya uzanan her aşama fotoğraflarla ölümsüzleştirildi. Kazanların başında kaynayan hikâyelerden, sokaklarda buharı tüten lezzet duraklarına kadar, Gaziantep’in mutfağı aslında bir halkın hafızasıdır. Yarışmaya katılan fotoğrafçılar, bu hafızayı ustalıkla kayıt altına alarak şehrimizin tanıtımına güçlü bir katkı sundular. Kataloğumuz, görsel bir bellek olarak yalnız bugünün değil, geleceğin de mirası olacaktır” ifadelerini kullandı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.